İş Ortamında Anlaşmazlık ve Çatışmaların Çözümü
Kurum içinde ve iş ortamında yaşanan anlaşmazlıkları çözmek, yöneticilerin önemsenecek derecede zamanını almaktadır. İlk bakışta, anlaşmazlıkları çözmek için kullanılan zamanın boşa harcanan bir zaman olduğu düşünülebilir. Fakat bu tümüyle yanlış bir yaklaşımdır. Kurum içinde ve iş ortamında huzuru sağlamanın yolu yaşanan çatışmaların, uyuşmazlıkların ve anlaşmazlıkların uygun biçimde çözülmesinden geçer. Çatışmaların ilkeli, adil ve eşitlikçi bir yaklaşımla çözülmesi verimliliği ve uyumlu çalışmayı arttırır. Bu nedenle çatışmaları çözmek yöneticilerin temel görevleri arasında bulunmaktadır.
Fakat ülkemizde çatışmaları uygun bir biçimde çözme kültürü yeterince gelişmemiştir. Her açıdan toplumun en seçkin insanlarının görev yaptığı üniversitelerde bile durum aynıdır. Yöneticiler yaşanan çatışmaları uygun bir biçimde çözmek bir yana, yandaş elde etmek ya da yandaş olmayanı bezdirmek için araç olarak bile kullanabilmektedir. Oysa kurumu belli bir vizyon ve misyon ile bir yerlere taşımak isteyen yöneticinin, anlaşmazlıklara ilkeli, adil ve eşitlikçi bir yaklaşımla müdahale etmesi gerekmektedir. Ancak, bu müdahalelerin amacına ulaşabilmesi bazı koşulların sağlanması ile mümkündür.
Yöneticilerin bu tür çatışmalarda etkili olabilmeleri için öncelikle çalıştıkları kurumda saygın bir yere sahip olmaları gerekmektedir. Ne yazık ki üniversitelerde birçok yöneticinin görevi taşıyıp taşıyamayacağına bakılmadan atanıyor olması, onların anlaşmazlıkların çözümünde daha çok konumlarının verdiği gücü kullanmalarına yol açmaktadır. Hele buna deneyimsizlik, donanımsızlık ve taraf tutma da eklenirse, anlaşmazlıklara yönelik müdahaleler yarayı derinleştirmekten başka sonuç yaratmamaktadır.
Diğer önemli bir konu da, yöneticilerin anlaşmazlıkların çözümü konusunda istekli ve donanımlı olmalarıdır. Birçok yönetici (sanki mümkünmüş gibi) çatışma yaşanmasını ve bunlarla kendisinin uğraşmak zorunda kalmasını kabullenemez. Oysa iş yerlerinde çeşitli nedenlerle çatışma yaşanması, bu çözülmezse konunun üst yöneticilere, üst kurumlara ve mahkemelere taşınması son derece doğal ve kaçılması mümkün olmayan bir durumdur. Bunlar uygun biçimde çözüldüğünde çatışmaların en alt düzeye indiği görülecektir. Ülkemizde üniversitelerde sık görülen yanlışlardan biri de, üst yöneticilerin yaşanan anlaşmazlıklarda ne olursa olsun yandaşlarını korumalarıdır. Bu yaklaşım ne yazık ki üniversitelerde artık olağan kabul edilmektedir. En önemli yansımaları da rektör seçimlerinde görülmekte, “Doğru ata oynamak” için elden gelen her şey yapılmaktadır. Yeni bir rektör atandığında da, ona yakın olmak için bin takla atılmaktadır.
Bazı yöneticilerin de anlaşmazlıklara etkin biçimde müdahale etmekten kaçındıkları görülmektedir. Karışırsa bir tarafı küstürebileceğini düşünerek çatışmayı çözmek için girişimde bulunmamakta, sorunlarını kendi aralarında çözmelerini beklemektedir. Bazen de sorunun çözümü alt yöneticilere ya da çeşitli kurullara devredilmektedir. Bir çeşit “görmemezlikten gelme” ve “topu taca atma” olarak nitelenebilecek bu davranış, anlaşmazlığı çözmek bir yana, daha da içinden çıkılmaz bir hale dönüştürebilmektedir. Sorunun devredildiği yöneticinin ya da kurulun sorumluluk bilinci içinde yaklaşmaması, onarılması çok zor olan sorunlar yaratmaktadır. Yönetici kendisine ulaşan sorunun (çözme yetkisini devretse bile) takipçisi olmalı, kurum için çizdiği misyon ve vizyona uygun biçimde çözümlenmesi için çaba harcamalıdır. En üst yöneticiye kadar iletilmiş sorunların çözülmemesi ya da adaletsiz ve hakkaniyetsiz bir şekilde çözülmesi kurumsal aidiyet duygularını derinden yaralamaktadır.
“Koca koca adamlar kendi sorunlarını çözemiyor da, babaya şikâyet eder gibi sorunu bana getiriyorlar” diyen yönetici, söylediklerinin ne anlama geldiğini tekrar tekrar düşünmelidir. Bunun aslında çeşitli psikolojik mekanizmalarla gerilimden, dediğini yaptıramayacak ve sorunu çözemeyebilecek olma olasılığının yarattığı stresten bir kaçış olup olmadığı mutlaka gözden geçirilmelidir. Bazen de yöneticiler çatışmalarda taraf gibi görünmekten kaçınmak için bu şekilde davranırlar, fakat yöneticiliğin bir işlevi de bazı durumlarda öfkeyi kendine çekmektir. Çatışmaların büyük bir kısmının kurumun yeterince kurumsal bir iç işleyiş kazanamamış olmasından kaynaklandığı da dikkate alındığında, tek başına sorunu getirenleri suçlamanın ne kadar yersiz olduğu daha da iyi görünmektedir.
Her türlü çatışmayı kurumu için çizdiği misyon ve vizyon çerçevesinde adil, hakkaniyetli ve eşitlikçi bir biçimde çözmeye çalışan üst yönetici, aynı zamanda kurumunu bu yönde biçimlendirir. Bu nedenle anlaşmazlıkların çözümü için kullanılan zaman, boşa harcanan zaman değildir. Bir kurum içinde anlaşmazlık, uyuşmazlık ve çatışmaların nasıl çözüldüğü o kurum hakkında bilgi verir. Yöneticilerin en önemli görevlerinden biri de, sorunların üst yönetime taşınmadan yaşandığı yerde çözümlendiği bir kurum kültürü yaratmaktır. Anlaşmazlığın kendisini bir sorun olarak görmek çok yanlış bir yaklaşımdır. Çünkü kurumlarda esas sorun, adil ve hakkaniyetli biçimde çözülmemiş anlaşmazlıklardır.
İletişim Telefonumuz: 0505 767 58 85
Aktif Ziyaretçi | 2 |
Bugün Toplam | 3 |
Toplam Ziyaret | 351309 |
Assoc. Prof. Dr. Ekrem Çulfa 0544-7243650 | |
KONTROLÜNÜZ DIŞINDAKİLERE ODAKLANIRSANIZ, KONTROL EDEBİLECEKLERİNİZİ BİLE KAYBEDERSİNİZ… | |
çocuk gelişim uzmanı Suzan SEVİNDİK | |
ÇOCUKLAR NEYİ UNUTMAZ | |
Psk. Dan. Furkan Çulfa 0544 724 36 50 | |
Şizoid Kişilik Bozukluğu nedir? Şizoid Kişilik Bozukluğu ile başa çıkmak için neler yapmalıyız? | |
uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123 | |
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi | |
Hayrettin Paşa, Boğazköy Merkez, Bolluca Merkez, Cebeci, Cumhuriyet, Esentepe, Fevzi Çakmak, Gazi, Habibler, Haraççı Merkez, Hürriyet, İslambey, İsmet Paşa, İstiklal, Karadeniz, Karayolları, Karlıbayır, Karlıtepe, Kazım Karabekir, M. Fevzi Çakmak, Malkoçoğlu, Mehmet Akif Ersoy, Merkez, Pazariçi, Sarıgöl, Sultan Çiftliği, Şemsipaşa, Taşoluk Merkez, Uğur Mumcu, Yavuz Selim, Yeni Mahalle, Yenidoğan, Yıldız Tabya, Yunus Emre, Zübeyde Hanım GÜNGÖREN: Abdurrahman Nafiz Gürman, Akıncılar, Gençosman, Güneştepe, Güven, Haznedar, Mareşal Çakmak, Mehmet Nesih Özmen, Merkez, Sanayi, Tozkoparan KADIKÖY: 19 Mayıs, Acıbadem, Atatürk, Barbaros, Bostancı, Caddebostan, Caferağa, Dumlupınar, Eğitim, Erenköy, Fenerbahçe, Feneryolu, Fikirtepe, Göztepe, Hasanpaşa, İçerenköy, İnönü, Kayışdağı, Koşuyolu, Kozyatağ, Küçük Bakkalköy, Merdivenköy, Osmanağa, Rasimpaşa, Sahrayıcedid, Suadiye, Yenisahra, Zühtüpaşa KAĞITHANE: Çağlayan, Çeliktepe, Emniyet Evleri, Gültepe, Gürsel, Hamidiye, Harmantepe, Hürriyet, Mehmet Akif Ersoy, Merkez, Nurtepe, Ortabayır, Sanayi, Seyrantepe, Şirintepe, Talatpaşa, Telsizler, Yahya Kemal, Yeşilce İstanbul Psikolog İstanbuldaki Psikologlar İstanbul Pedagog Pedagoglar İstanbulda Psikiyatrist Aile Terapisi Evlilik Terapisi Terapisti Terapistleri Psikolojik Danışman Psikolojik Danışmanlık Merkezi ve Psikiyatristler 0532-1583555 & 0544-7243650 & 0216-3476003
Alış | Satış | |
---|---|---|
Dolar | 33.7922 | 33.9276 |
Euro | 37.4702 | 37.6203 |